
BURAK BABAYİĞİT
Hikaye anlatımının salt eğlenceyi aştığı ve toplumsal meselelerin kalbine indiği sinematik keşiflerimin iç içe geçmiş diyarlarında benimle birlikte bir yolculuğa çıkın.
Orta Anadolu'da doğdum ve şu anda yaratıcı cennetimi Berlin'de buluyorum.
Yolculuğum sanatın, politikanın, insan arzularının ve sürdürülebilirliğin kavşağında ortaya çıkıyor; her bir iplik hayatımın canlı dokusuna katkıda bulunuyor.
Film | Tasarım | Sergi | Fotoğraf
İlkokul ve lise eğitiminin zorluklarını sarsılmaz bir kararlılıkla takip ettiğim Ankara, yetiştirilme tarzımın tuvali olarak ortaya çıktı. Bu biçimlendirici yılların ortasında sinema tutkumun tohumları ekildi ve 2008'in ortalarında ilk kısa filmimi hazırladım. Bu çaba, içimde bir coşkuyu, sanatsal yolculuğumun yol gösterici ışığı ortaya çıkarttı.
İstanbul'un hareketli dünyası beni çağırdı ve ben de sinema hayallerimin etkisiyle onun bu çağrısına cevap verdim. Yaratıcı potansiyelime uyum sağlayan bir üniversite, beni prestijli bir tam burs ile onurlandırdı ve Fotoğraf ve Video Lisans Programına kabul edildim. İstanbul'un canlı kültürel ortamı, yaratıcı arzularımın gelişmesi için ideal ve başka bir tuval sağladı.
İstanbul'da kültür ve yaratıcılığın birleşimi, kişisel gelişim için bir dizi fırsat sundu. Bilim, kültür ve sanat dünyasına dalmış bir genç olarak çeşitli topluluklar, dernekler ve şirketlerle işbirliği yaptım. Bilgiye olan doyumsuz tutkum beni sayısız panel, seminer ve eğitim programına yönlendirerek hem mesleki uzmanlığımı hem de dünya görüşümü zenginleştirdi.
Sinema yolculuğum beni sinema ve reklam filmlerinin hareketli dünyasına götürdü; burada Machine Production, Labu, C.F.W., Böcek Yapım, PTOT Film, Dinamo İstanbul, Muhteşem Film gibi sektör devleriyle iş birliği yapma ayrıcalığını yaşadım. Asistanlıktan görüntü yönetmenliğine ve sonunda yönetmen koltuğuna adım atmaya kadar çeşitli rollerde ilerlerken, 2014 yılında ilk uzun metrajlı filmim "Bi O Kalmıştı"yı henüz 19 yaşındayken yöneterek önemli bir kilometre taşına ulaştım.
Beni yalnızca sinemanın sanatına kaptırmakla kalmayıp aynı zamanda içgörülerimi paylaşmaya yönlendiren köklü sinema tutkum, beni benzer düşünen bireylerin arasına kattı. Bu ortak deneyimler sayesinde, farklı bakış açılarının ortak bir noktada buluşmasının, aynı heyecanı paylaşanlarla yakın dostluklar kurmanın güzelliğini keşfettim. Bu yolculuk aynı zamanda beni, Kısa Film ve Sinema alanlarında yarının yetişen yaratıcı beyinlerine katkı sunabileceğim ve onlara mentorluk yapabileceğim, Marmara Sanat Akademisi ve Maliye Tiyatro Derneği gibi prestijli kurumlarda verdiğim dersler aracılığıyla bilgilerimi aktarmaya yöneltti.
Sinema hayatımın tutkusu olmaya devam ederken, sadece sanatsal ateşi canlı tutmak için değil, aynı zamanda kirayı ödeyip hayatta kalmak için de tasarım dünyasına adım attım. Böylece MVM Digital, Vapp Digital, Atom İstanbul ve Cambio Global gibi ajanslarla işbirlikleri yaparak sanat yönetmeni şapkasını taktım. Yolculuğum aynı zamanda beni Pegasus, Tema Vakfı, Pastavilla, Borsa İstanbul gibi saygın markalara profesyonel sunumlar hazırlamaya da yöneltti. Bazen sanat ve hayatta kalma ilişkisi, tasarım dünyasında ilginç bir uyum buluyor.
Toplumsal söyleme olan bağlılığım kamera merceğinin ötesine uzanıyor. Sinematik hikaye anlatımı aracılığıyla politika, insanın doğuştan gelen keşif ve kendini keşfetme arzusu ve bu yolculukların toplum üzerindeki etkileri gibi kritik temaları derinlemesine inceledim. Filmlerim bu konuların inceliklerini yansıtmak, sohbetler başlatmak ve dünyamıza dair daha derin bir anlayış geliştirmek için bir araç.
Aralık 2018 ile Nisan 2019 arasında beni Balkanlar, Avrupa ve Güney Amerika'ya götüren dönüştürücü bir yolculuğa çıktım. Kısıtlı bir bütçeyle ve yalnızca bir sırt çantasıyla gerçekleştirilen bu macera, yalnızca sanatsal bakış açımı genişletmekle kalmadı, aynı zamanda farklı kültürlerle daha derin bağlantılar kurarak insanlığa olan takdirimi zenginleştirdi.
Sürdürülebilirliğin kalbimde ve çalışmalarımda özel bir yeri var. Sürdürülebilirlik kavramı çevrenin ötesine geçiyor; toplumların, kültürlerin ve insan refahının sürdürülebilirliğine kadar uzanır. Bu tema sanatsal ifademin dokusuna işlendi ve izleyicilere dünyamızı gelecek nesiller için beslemek ve korumak konusundaki kolektif sorumluluğumuzu hatırlatıyor.
Yaratıcı ifade konusundaki aralıksız arayışımda, bir dijital tasarım ve içerik ajansı olan CAMBIO ve bir yapım şirketi olan Cambio Film Works'u kurdum. Bu girişimler sınırları zorlamaya, yeniliği benimsemeye ve sürdürülebilir yaratıcı uygulamaları savunmaya olan bağlılığımı somutlaştırıyor. Bunlara ek olarak, çeşitli alanlardaki işbirlikçi çabalarla güncel sorunları ele alan bir platform olan HUSH ve yüksek kaliteli sanat baskılarında uzmanlaşmış seçkin bir marka olan WallArtHouse, sanata ve tasarıma olan bağlılığımın bir başka kanıtıdır.
Bugün, sinema ve reklamcılık alanında serbest yönetmen olarak, saygın film festivallerinde dünya çapındaki sanatçı ve profesyonellerle işbirliği yaparak izimi bırakmaya devam ediyorum. Ayrıca Türkiye Sinema & Tv Sendikası, Internationale Gesellschaft der Bildenden Künste e.V. (IGBK) ve Filmnetzwerk Berlin üyesiyim.
Yolculuğum sürekli bir keşif; her bölümde yeni hikayeler ve keşfedilmemiş ufuklar açılıyor. Canlı kültürü, zengin tarihi ve gelişen sanat ortamıyla Berlin beni yaratıcı kalbine çağırdı. Şehrin geleneksel dokusu ile yeniliğin eşsiz karışımı ve çeşitli sanatsal ifadelere olan takdiri benim için büyük bir ilham kaynağı.
Kişisel web sitem hikayemin tamamını barındırmasa da, sanatımı besleyen gelişen hikayenin bir kanıtıdır. Almanya'nın sanata olan bağlılığı ve yaratıcılığı açık fikirli bir şekilde benimsemesi yolculuğumu zenginleştirdi ve beyazperdede hayata geçirdiğim anlatıları şekillendirmeye devam ediyor.